Bazen basketbolda istatistiklerde "görünmeyen" işler yapan oyuncular vardır. Efes'ten son dönemlerde aklımda kaldığı kadarıyla Michalis Kakiouzis, Jamon Lucas gibi oyuncular istatistik kağıdında muhteşem bir performansa sahip olmasalar bile, verdikleri çok akıllı bir pas, yaptıkları çok kritik bir savunma, kritik bir anda doğru oyunu oynamaları ve her zaman belli bir çizgide oynamaları ile takımlarına ciddi faydalar sağlarlar. Bu yönleriyle de Popovich, Mahmuti, Ivkovic gibi sisteme sadık koçlar için çok çok önemlidirler. Eurobasket 2013'de çok kötü bir performans sergileyerek ilk turda elenme başarısını! gösteren milli takımımızda da böyle iki oyuncu vardı: Ender Arslan ve özellikle cesuryürek Kerem Gönlüm! Turnuva sonrası, maçları izleyen kime sorsak Gönlüm ve Ender dışındaki tüm oyuncuların ve teknik ekibin rezil bir turnuva geçirdiğinde hemfikirdir muhtemelen. Tabi ki istatistikleri çöpe atmıyoruz. Nitekim bu görüşün altyapısını, 5 maçlık kısa turnuva maceramızın istatistiklerine baktığımızda da görebiliyoruz. Takımda maç başına 12.4 sayı, 6,4 ribaund ile Gönlüm bu alanlarda takımın en iyisi konumunda. Ender ise maç başına 11,6 sayı ile üçüncü skorer, 3,6 asist ile ikinci asistçi konumunda. Oysa istatistikler başka rakamlar da söylüyor. Örneğin; Ersan da 12,2 sayı ve 5 ribaund ve Emir de bençten gelen bir oyuncu olarak 8,8 sayı, 3,8 asist, 3,8 ribaund ile başarılı bir turnuva geçirmiş gibi görünüyor. Peki maçlarımızı izleyenler neden sadece Gönlüm ve Ender'den bahsediyor? Cevabı oldukça basit aslında: "istatistiklerde görünmeyenler". Kağıt üzerinde turnuva öncesi Gönlüm ve Ender bu takım için yıldız statüsünde değillerdi ve onlardan beklenen Hido, Ömer ve Ersan'ın yanında yardımcı rol oynamalarıydı. Ancak turnuva boyunca gördük ki bu takımda iş ahlakı ile oynayan sadece Gönlüm ve Ender'di. Şöyle ki; bu oyuncular parkedeyken takım hücumda ve özellikle savunmada hareketlendi. Gönlüm 36 yaşında olmasına ve çoğu zaman alışık olmadığı kısa forvet pozisyonunda olmasına rağmen müthiş bir çabayla direnmeye çalıştı (#direnkeremgönlüm), yetmedi fast-break olunca rakip potaya ilk koşan oyuncu oldu - takımı ateşlemeye çalıştı. Ender de oyundayken takım nispeten daha düzenli hücum etti ve inisiyatif alması beklenen NBA yıldızlarımızın! yetersiz kalması ile maç içerisinde, potansiyeli çerçevesinde, skor üretti, takımı ayakta tutmaya çalıştı. Ancak kronik guard sorunumuz, koçun takımda kimin ne yapacağını kendisinin dahi bilmemesine, NBA yıldızlarımızın! kötü performansı ve en önemlisi takım kimyamızın neredeyse 0 olması gibi nedenler eklenince ilk turda elendik. Avrupa tarzı basketbolu seven ve uzun yıllardır Efes'i seyreden bir taraftar olarak, Gönlüm'ün ve artık 30 yaşın verdiği olgunlukla oynayan Ender'in bu performanslarına değil, NBA yıldızlarımızın! performanslarına şaşırdım diyebilirim. Daha açık belirtmek gerekirse, NBA oyuncularımızdan muhteşem olmasa da kritik anlarda maça ağırlıklarını koyacakları oyunlar beklemiştik ve bu beklentiler boşa çıktı. Gönlüm ve Ender'den de yardımcı olmalarını beklemiştik, ancak çok daha fazlasını yaptılar! Dolayısıyla, maçları takip eden basketbolseverlerin veya herhangi bir vatandaşımızın gönlünde sadece bu iki oyuncu taht kurmuş oldu. Diğer oyuncular ise NBA'de veya Türkiye'deki büyük takımlarda garanti kontratları ile mutlu mesut yaşayabilir. Kerem bizim GÖNLÜMÜZDE! 2010'daki başarı sonrası "...ama maddi-manevi laylaylaylay ooooo Türkiye....." diyenlerin şu turnuva sonrası neler düşündüklerini de merak etmeden duramıyorum! Bu arada turnuva sürüyor ve özellikle F grubunda çok sıkı maçlar oluyor. Kaçırmayın derim. Basketbol dolu günler. 13-14 Eylül 2013
0 Comments
Leave a Reply. |
AuthorMuhtelif notlar... Archives
Kasım 2017
Categories |