Merhaba, İstatistik sorunsalımız hakkında aslında akademik bir şeyler çıkarmak istiyorum ancak yine içimi dökmeye karar verdim ve yazmadan duramadım. :) Tabii ki akademik bir üslup ve içerikle konuyu daha sonra yeniden ele almayı düşünüyorum. Şimdi, yaşadığım sıkıntıların sadece bir tanesi üzerinden derdimi kısaca anlatmaya çalışacağım. Bir iktisatçı olarak sık sık makro iktisadi göstergeleri takip etmeye çalışıyorum. İstatistikler, doğru olarak hesaplandığında dahi zaman zaman gerçeği sunmasa bile, en azından birbiri ile bağlantılı incelediğinizde özellikle makro analiz çalışmalarında iktisatçılar için önemlidir. (İstatistiklerin okunmasının arkasında yatan dünya görüşü ise ayrı bir değerlendirme gerektiriyor. Bkz: Şimşek – Rodrik tartışması. Şimdilik sadece yayın kısmıyla ilgilenelim.) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de bilimsel manada veri yayımlayan TÜİK, TCMB, Hazine, Kalkınma Bakanlığı (eski DPT) gibi birçok kurumu var. Ancak bu kurumların istisnasız hepsinin istatistik veritabanları rezil durumda ki çoğu da, kuruma özgü bir istatistik olmadıkça, TÜİK kaynaklı çalışıyor. Hal böyleyken, adı üzerinde istatistik kurumu olan TÜİK’in istatistikleri en çok başvurduğum istatistikler oluyor ya da boğuştuğum! Örneğin; şuradan Türkiye’nin GSYİH’sına ilişkin tarihsel verilere (hatta Osmanlı’ya ait verilere de) ulaşmak istiyorsunuz ve veri-setini açıyorsunuz. Aaaa o da ne? En eski veri 1987 yılına! ait ve 87’den 2013’e tek bir seri oluşturmanız bile mümkün değil! Çünkü iki farklı seri kullanılmış ve serileri birbirine bağlayacak endeks değerlerini sunmaya gerek bile görmemişler. Baz yılı değiştirmek kabul edilebilir bir hamledir ancak istatistiklerle çalışanlar için en azından endeks kolaylığı sağlanabilir. Nitekim TÜİK'te bu özellik yok; ‘87 serisi 2006’da bitiyor, ‘98 serisi de '98'den bugüne olan verileri kapsıyor. Bu verdiğim sadece bir örnek. Diğer veriler için de durum aynı, yani tarihsel karşılaştırma yapmanız zor. Bunun için elle endeks rakamlarını hesaplayıp bir yargıya varmanız gerekli. Örneğin, ilgili milli gelir istatistikleri için, ‘87 milli gelir serisi ile ‘98 milli gelir serisinin büyüme rakamlarını direkt olarak karşılaştırmanız teorik olarak olanaksız ve yanlıştır. Bunun yerine şöyle bir istatistik göstergeler kitabından verilere ulaşmaya çalışırsınız ya da benim gibi başka veritabanlarını (yerli ve yabancı) tırmalamaya çalışırsınız. Öte yandan, erişilebilirlik ve tarihsel karşılaştırma sorunlarına ek olarak veriler için ciddi bir güvenilirlik sorunu da söz konusu. Hangimiz Türkiye’de enflasyonun gerçekten %8, işsizliğin ise %10 civarında olduğuna ya da cari işlemler dengesindeki altın ihracatı kalemindeki verilere inanıyoruz? Bu işlerle biraz ilgilenen insanlar TÜİK’in veri güvenilirliğini son yıllarda iyice kaybettiği konusunda hemfikir. Toparlamak gerekirse, istatistik kurumlarının verileri;
Maalesef bu özelliklerin hiçbirini taşımayan TÜİK istatistik veritabanı benim gibi iktisatçıları serbest güreşe davet ederken, TÜİK sanırım verilerinin muhteşem olduğunu düşündüğünden şu sıralar veriler yerine logo ve arayüz yenilemekle meşgul! Aslında hangi kurumumuz profesyonelliğe, disipline, etiğe bağlı çalışıyor ki TÜİK çalışsın değil mi? Balık baştan kokar. İyi günler.
1 Comment
suderin altan deniz
13/6/2018 06:07:38 am
Merhaba. "Tabii ki akademik bir üslup ve içerikle konuyu daha sonra yeniden ele almayı düşünüyorum" demişsiniz. Yayınladığınız bir çalışma var mı acaba? Tezimde kullanmayı düşünüyorum varsa.
Reply
Leave a Reply. |
AuthorMuhtelif notlar... Archives
Kasım 2017
Categories |